Beş Şehir

filmsecimi:

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=nCWsSCqi6jc]

Uzun bir süre sinemaya gitmediğim bir dönemde vizyona girmesinden olsa gerek vaktinde izleyemediğim ama facebook yorumcularının alıntılar eşliğinde beğenilerinden haberdar olduğum Beş şehir filmini nihayet izleyebildim. Korsan oldu, olmayaydı iyiydi tabii ama, yok başka bir izleme imkanı. Mecbur değildim ama umarım hakkını helal eder Ah Muhsin Ünlü, ne de olsa ben onların çocuklardanım o da bizim çocuklardan.

Bodoslama girecem, olmamış… Ama bakın bu olmamış film hakkında neler diyeceğim neler. İçinden tren geçen şehirlerin içinden tren geçen filmini çekmiş Ah Muhsin. İçinden tren geçen şiirlerinin filmi gibi olmuş biraz, niyeyse. Sinema sinema gibi yapılmalı şiir şiir gibi. Şiirinin sinemasını çekmeye çalışmak niye. Sonra hayat hikayeni buraya da sokuşturman nereye kadar… Kanser, polis, silahlar, intihara meyilli elemanlar, trenler, kediler, hedigger evet heidegger… Yav senin ne işin var heideggerle. heidegger okuyan “ben anlayamadım bu hayatı. bunca insanın İSMİNİ sayıklamasında bir hikmet vardır herhalde. Sen hayatı çöz banada anlat” demek istemiyordur da ya ne yapıyordur? Kur-an oku dostum şiiri bitirenlerden Şiir'ine mısra ekleme.

Ama çay açıklaması güzeldi biraz eksikti sadece. Şimdi çayda ki yerellik tınısı hoş bir tespittir ve bence hanımların adamölçer şeyler listelerinde önemli bir göstergedir. Çünkü bu bağlamda “kahve içmekle” kastedilen geleneksel türk kahvesi içmek değil batılı tarzda çözünmüş kahve içmektir. şimdi başka her konuda takiyye yapıp geleneksel zihnini batılı göstergelerle saklayabilen bir erkek yeterince sağlıklı bir şekilde ölçülemez- ismi modern olabilir, mesleği, eğitimi, konuşma ağzı, kullandığı kelimeler, konuştuğu konular heeeep özenle kontrol edilip geleneksel göstergelerden itinayla temizlenmiş, İslamcıysa bile Cahit Zarifoğlu, unuttum şimdi adlarını şairlerden  alıntı yapabilen, İhsan Eliaçık'tan mülhem sosyalist anarşist temalı islam yorumları geliştirebilen v.s modern İslamcı görüntüsü verebilirler amaaaaa çay mı- kahve mi gibi daha basit ve masum bir sorunun cevabında daha takiyye yapılması gerektiğinin farkına bile varamamış garibim Anadolu delikanlısı geleneksel zihin yapısını ele veriri ve evet gerçekten çağa ayak uydurmuş yani modernleşmiş ve modern kadını ve kazanımlarını kabul edebilecek bir erkek mi yoksa geleneksel dünyada sıkışıp kalmasına rağmen sadece bari görüntüyü kurtarayım derdinde bir yerellik tınılı yerelmidir, kesinlikle anlaşılabilir, aynı fikirdeyiz ama Allahın'ı seversen bunun için Hedigger'e gitmeye ne lüzum var şimdi. Hayır nispeten güveniyorum yoksa, kanserli kızın ağzının payını şahane verdiği acılarını satarak prim yapmaya çalışan şairimsilerden birinin de sen olduğunu hatta şevketin bu hikayede bulunma sebebinin günah çıkarma, kendine ayar verme gibi şeyler olduğunu düşünebilirim. Ki böyle düşünsem o zaman böyle bir yazıya da gerek kalmaz,git kendini şettirmeden derdim, ama değilsin ya da olmamalısın.

şu meseleden sonra toparlayabilirim: hem inanıp hem bu kadar absürd işler yapmayı nerene sığdırabiliyorsun. şimdi yoksa sen de üst perdeden bir takiyyeci misin diyecem…? Yani çay- kahve ikileminde çay gibi yerel bir göstergeyle kendini elevermeyecek kadar kendini ve zamanı sorgulamış ama absürdizm ile gelenekselliğini perdelemeye çalışan bir takiyyeci gibi misin yani bilemiyorum. İnanıyorsanız sadece üstün değilsiniz aynı zamanda saçma hissine de kanmazsınız. Çünkü inanmak saçma değil demenin kendisidir zaten, herşey anlamlıdır, ben bu anlamı inanarak içselleştirebilirim demektir. saçma dersen saçmalamış olursun herhalde. yani bunda ısrarcıysan bile o zaman muhsinimizi bize bırak sen onurunla devam et bence.

neyse işte beleyken bele

Fatih Özdemir

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski