Başlangıç/Inception

filmsecimi:

image

Rüyada olup olmadığınızı en kolay yoldan anlamak için Mr. Charles “buraya nereden geldim?“diye kendi kendimize sormamızı öneriyor. Soruyorum kendime: "Buraya nereden geldim?”, “Sokaktan”; “Oraya nerden gelmiştim?” “Postanedeydim”; “Oraya nereden geldim?” …

Bu şekilde sormaya devam ederek çocukluğumdan hatırladığım ilk anıma varacağımı kestirip asıl vurucu soruyu o an sorarsam alacağım cevap:“Hatırlamıyorum” olur. Nasıl yani, şimdi bu Mr. Charles bana uykudasın demek mi istiyor? Öyle ya film de “kurgu rüya"larda her kime bu soru sorulsa cevap veremiyorlardı. "Bu bir rüyaysa neden kontrol bende değil?” sorusuna ise “O kadar uzun süre rüyada kalınca farkına varamazsın artık rüyada olduğunun.” demeye gelen bir cevap veriliyor.

Film, Dom ve karısı Mal'ın bilinçaltı deneyimleri üzerinden bizi, gerçekleğimizin aslında kurgulanmış bir gerçeklik olabileceği fikrine ulaştırıyor. Bu fikri biraz iredeleyince aslında hayatımızın da bir rüyadan ibaret olduğu sonucunu çıkarabiliyoruz ki bu fikir bize hiç yabancı değil. İnsanların uykuda oldukları ve ancak ölünce uyanacakları İslam dininin insan, hayat ve ölüm üzerine yaklaşımını oldukça iyi özetleyen bir ifadedir.

Diğer taraftan hipnoz için de geçerli olan, insanın değerlerine aykırı telkinlerdense değerleriyle örtüşen telkinlere uymaya daha meyilli olduğu gerçeğini göz ardı etmeden filmi tekrar ele alırsak işin rengi değişir. Filmin kendisi de bizi farklı bir gerçeklik algısına ikna etmek için üretilen bir rüya değilmidir? Dikkatimizi, yapılması belki de imkansız olan başkasının rüyasına girme ve rüya içinde rüya fikrine çektikten sonra bilinçaltımıza bir “başlangıç noktası” yerleştirmiyormu? Bu durumda yönetmen Nolan, Mr. Charles ın yerini alıyor diyebiliriz.

image

Hatırlayın, Dom un yapılmamasını tembihlediği halde, Mr. Charles kimliğiyle uyuyanın dikkatini rüyada olduğuna çekip bunu haber veren olarak güven kazandıktan sonra istediklerini nasıl yaptırdığını. Yönetmen, bize hem de kendi kültürümüzden aşina olduğumuz bir fikre de göndermeler yaparak (bir diğer örnek, insanların rüya görmek için kendisine geldikleri ve ilk rüya katmanında diğerlerini uyandırmak üzere bırakılan karakterin adı Yusuf) güvenimizi kazandıktan sonra başlangıç noktasını yerleştiriyor ve kalanını kendi zihnimiz geliştiriyor. Böylece tam olarak yönetmenin istediği tarzda düşünmeye başlıyoruz. Şimdi filmi izledikten sonra önceden olmaz diyeceğiniz neleri artık makul bulduğunuzu bi gözden geçirin. Mesela “Ordu"nun bu yönetemi askerleri eğitmek için uyguluyor olmasını öğrendikten sonra "abi aşmış bunlar” fikri gelişmez mi zihnimizde? Gerisi size kalmış.“Şu Yalan dünya” da söylenmiş keyifli bir yalan daha…

Fatih Özdemir

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski