Bugüne kadar anlaşıldı ki ateş sadece düştüğü yeri yakıyormuş. Ateş artık bizide yakıyor, çünkü israil ateş oldu düştü Mavi Marmaraya, yüreğimizin ortasına düşer gibi. israil taa uluslararası sulardan yaktı Mavi Marmarayı. Oysa seni içinden, hemen yanıbaşından yakıyordu. Duymadık seni Gazze, acını paylaşmadık, yanında olmadık.
İslam bir avuç ateş olacakmış ahir zamanda, o ateş seni çepeçevre kuşatmıştı da biz daha yanmamıştık, ateş düştüğü yeri yakıyordu çünkü. Ateş yeni yeni yüzümüzü yaladığında anlıyoruz nasılda yandığını senin. Gazze söylermisin nasıl dayandın bu acıya.
Biz bütün bir İslam alemi Mavi Marmaranın yüreğimize vereceği serinlikle yetinecektik ya, onlar Mavi Marmarayı bile yakınca, kalakaldık yangınla başbaşa. Şimdi esip gürleme zamanı yüreğimizi serinletmek için. Politikacılar, fikir adamları, gazeteciler ve müslümanlar kendi sızılarının derdine bir serinlik arayacaklar, sen yanmaya devam edeceksin. Onlar yangın tüm dünyayı sarmasın diye debelenecekler, sen gözden çıkarılan bir fidanlık olacaksın. Onlar Mavi Marmarayı bile saran ateşin yangına dönmemesini “temenni” edecekler. sen Mavi Marmaradan bir damlaya bile hasret kalacaksın. Oysa öğrenmemiz gerekiyor senden ateşin içine dalmayı. Öğrenmemiz gerekiyor yangını söndürmeye kalkmayanı Mavi Marmaranın bile serinletmeyeceğini. Öğrenmemiz gerekiyor yanmayı göze alan için karıncanın ağzında su taşınacağını.
Yorum Gönder