Hukuk ve Ahlak

       Yükselen ulusalcı fikirlerden yola çıkarak ele aldığımız modern dünyayı bir de değerler sistemi açısından kritize edersek, temel olarak geleneksel dünyanın modern dünyadan hukuk ve ahlak çerçevesinde farklı olduğundan özellikle bahsetmeliyiz.

       Daha önceki yazılarda değerlerin yerelleşmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Bu yerelleşme evrensel ölçekte bir değerler sistemi üretmeyi imkansız kılmakta gibi gözüküyor. Peki modernizm akıldan yola çıkarak acaba gerçekten evrensel bir ahlaklaşan hukuk üretebilmiş midir? Maalesef hayır. Modernizm, aydınlanmış bireyin kendisi için istemediğini başkası için de istemeyeceğini varsaymaktadır ama hiçte öyle olmuyor.

       Modern Batı, kendi içinde tartışmalı bir şekilde de olsa bu kuralı uygularken, öteki (siyahi, Müslüman, üçüncü dünyalı vs.) söz konusu olduğunda önce öteki olmaktan vazgeçmeyi dayatmaktadır.

       Vatandaş, bahsi geçen altın kuralı umursamıyorsa rasyonel hukuk devreye giriyor. Akla uygun olmasını meşruiyetinin temeli sayması nedeniyle hakemi olduğu toplumu renksizleştiren ve tektipleştiren, rasyonel (hukuka uygun) ama gayri ahlaki eylemleri görmezden gelmek bir yana bu rasyonel hukuk,insanları kendinde açıklar aramaya zorlayarak hukuka uygun ama ahlaka aykırı eylemleri teşvik eder duruma düşmektedir. Bu nedenle banka hortumlayanlar tatil beldelerinde keyif çatarken, baklava çalan çocuk 35 yılla cezalandırılabilmektedir.

       Düştükleri bu saçma hali yok sayan modernistler, değerlerin yerelleşmesiyle oluşacak “kaosa”(!) vurgu yaparlar. Türkiye örneğinde, dinin özünü ıskalayarak adını ve şeklini öğrenmiş insanların davranışlarını (sapık hacı, sahtekar imam vs.) örnek göstererek yerel değerleri eleştiren modernistler, bu insanların dinlerini ya taklidi olarak ya da kendileri gibi okullardaki “din dersinden”(!) güya öğrenmiş olduklarını görmezden gelirler. Oysa yasaya uygun ama ahlaka aykırı yaşayan modern toplumların çöküşü başlamışken, her toplumun özünde mutlaka bir numunesi bulunan ve vicdana ve Mutlak Gören’e karşı sorumluluk aşılayan bir değerler sistemi olan dini artık yok saymamalıyız. Modern hukuk, daha doğrusu topyekün modernizm çökerken acilen geleneksel ahlaka dönmeliyiz.

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski