Şunun Şurasında Ne Kaldı ki?

Ölüm büyük bir tecrübe. Hem maruz kalan hem gören için… Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayagelinen bir hayatın son hız duvara toslamışçasına birden bitivermesi… Kurulan bütün ilişkiler, kavramlara yüklenen olumlu olumsuz bütün değerler bir anda anlamsızlaşıyor. Böyle büyük bir tecrübe de doğumdur herhalde. Bir duvarın arkasına geçmek, her köşesi bilinen, alışılmış bir ortamdan, “bunlarsız yaşanmaz” sanılan ne varsa hepsinin anlamsız kalacağı yeni bir varlık boyutuna geçmek, doğum. Bu cümlenin sonuna ölüm de gelebilirdi ve bence pek garip olmazdı. Çünkü herşeyin ölümle bitmediğine inananlardanım. Zor ve sancılı olsa da, bir yeni bir varlık alanına doğmaktır ölüm bence. Anne karnından dünya karnına nasıl doğduysak, dünyanın karnından …(?)… karnına öyle doğacağız.

Lakin bilmeyle şımartılmış zihinlerimiz delil görmeksizin kabul etmeye ayak direrler. Bu nedenle ateist olduğunu sanır şekilde agnostik olanları da anlarım. Sanmaktan bahsettim çünkü,  Agnostikler sorulunca, delillendirilerek verilebilecek bir cevaplarının olmayışının farkında olan insanlardır. Bir cevap vardır ama kendisini kısmen başkasını daha az ikna ederken savunmak zordur bu cevabı. Bunun yerine daha belirgin olan görünenle idare etmeye devam etmek kolay gelir. Oysa Tanrı kavramıyla gerçekten hesaplaşan bir ateist ne büyük bir ızdıraba talip olduğunun farkındadır ve o acıyı her an tekrar tekrar yaşar. Ölüm sondur çünkü, duvara bir gün o da toslayacak ve duvarın öünün arkasını bilmeyen bir toz zerresine dönüşecektir. Varlığının farkında olan bir varlık için bu gerçek o duvara toslama anının sıkıntısını, acısını tekrar tekrar oynatılan bir bant kaydının kahramanı gibi, gerçekleşmeden önce defalarca yaşamaktır.

Ölüm anı ve sonrasına dair bir takım metafizik deneyimlerden bahsedenleri siz de bilirsiniz. Görüntüler, ışıklar, sesler… Diyeceğim o ki ben gerçek bir ateist olsaydım ve o son anda “gözüm açılsaydı” da görseydim diğer varlık boyutunu sevinç çığlıkları atardım sanırım. “Bitmemiş, son değilmiş, ben var olmaya devam edeceğim, varlığımı algılamaya devam edeceğim, yaşadıklarım anlamsız değilmiş, boşuna değilmiş…”. Varoluşu hakkında ki sorunlarıyla bu derece ve dürüstçe, eğip bükmeden, dinin yüklediği sorumluluklar ağır geldiği için kolaya kaçamaya çalıştığından değil, gerçekten büyük endişelerle ateist olanlar için ben “Rahmet"ten umutluyum. Asla yalnız bırakılmadınız bence. Sadece kendiniz talip oldunuz ızdıraplı olana ve sizden talip olduğunuz esirgenmedi.

Bu nedenle agnostik olmayın, dürüst olun, ya ateist ya inanan…

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski