Karantinada Erzurum

Kale’ye en son geldiğimde oruç ‘basanlar’ :) tarafından dövülüyordum neredeyse 😂 Öyle ilginçlikler gelir arada başıma. Size Kudüs’te elhem’ okutturulduğumdan bahsetmiş miydim🤣 Erzurum’luların ‘karma’sını da ben temizliyorum galiba🥴 Bu sefer 1-2 saat beklemem gereken bi iş için uğraşırken uğradım. Epey haber birikmiş buralarda. Kale’nin hemen altında mezbelelik viraneler vardı. Bir de orayı mesken tutanlar vardı ki manzarayı daha da korkunçlaştırıyorlardı. Oralar temizlenmiş epey. Kötü haber ise Hacı Cuma’nın -o karşıdaki yeşil ‘boş’ tepe- boşluğunu bir de bu açıdan görmek yine sarsıyor insanı. Bir de Cedit’in baştaki şu inşaatlar... Yani muhtemelen şu yılları bazı iyiliklerle anacaksakta giderek artan oranda biriken kötülükler de var yani, betonlaşmayı şehirleşme sanmaları gibi. Bu yılları bu açıdan çok arayabiliriz. Son olarak inşaarlardaki turuncu, yeşil yelekli işçileri de kınıyorum(!), fotoğrafıma ve hikayeme sızdıkları için. Dönemlerden zor, korona dönemi, aylardan Ramazan, günlerden Pazar, saatlerden sabahın körü olmasına rağmen hala çalışıyorlar. Hani diyorlar ya ‘aynı gemideyiz’ diye. Yani yine de evet aynı gemideyiz şüphesiz ama bazıları geminin kazan dairesinde, bazıları ve nedense sık sık ‘aynı gemideyiz’ diye ünleyenleriyse Lordlar Kamarasında. Biz batarsak siz de batarsınız demeye çalışıyorlar galiba ama gemiden anlayanlarda hep çalışmak zorunda olanlar.
Neyse işte böyleyken böyle. Bu uzun foto altyazıları da Instagram a gitmiyor biliyorum ama ne yapalım insan bi görüntü hakkında iki satır da olsa mırıldanmak istiyor yani. Fotoğraf böyle dolu olunca 20 satıra da çıkıyor ister istemez :)

 

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski